Atatürk ve Türk Bayrağı
Giriş yap
Arama
En son konular
En iyi yollayıcılar
HayalGibi (888) | ||||
GrkM (303) | ||||
asalet_05 (261) | ||||
hüsna (183) | ||||
neslihan efran (145) | ||||
frenetico_angelo (128) | ||||
CanTanem (66) | ||||
Mv_FLZF (37) | ||||
SfenKs (29) | ||||
merdogan62 (17) |
Sosyal yer imi
Sosyal bookmarking sitesinde Hayal Gibi adresi saklayın ve paylaşın
Sosyal bookmarking sitesinde Hayal Gibi Forum adresi saklayın ve paylaşın
Istatistikler
Toplam 1074 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: tunayashar
Kullanıcılarımız toplam 1543 mesaj attılar bunda 699 konu
Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 181 kişi Ptsi Tem. 31, 2017 7:07 am tarihinde online oldu.
Hayal Gibi Forum Facebook
Elif Şafak - Yalnızlık Efendi
1 sayfadaki 1 sayfası
Elif Şafak - Yalnızlık Efendi
Elif Şafak
Yalnızlık efendi
20.09.2009 14:46:26
Bilmem Yalnızlık Efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim
kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık Efendi uzunca boylu, titiz, temiz ve bakımlıdır.
Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini
nerede diktirir bilmem ama giyimi kuşamı farklıdır. Hayatımda tanıdığım en donanımlı, en kültürlü, ayakları en çok yere basan varlıklardan biridir. Okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi sever; haftada en az üç kitap bitirir. Tefekkürü de bilir, tevekkülü de. Özgüveni yüksektir, kendi kendine yeter. Kimseye yalakalık etmez, hesap kitap yahut pazarlık ve çıkar işlerinden hazzetmez. Elalemin nabzına göre şerbet vermez, kula kulluk etmez. Vefalıdır. Sadıktır. Kendisine yapılan iyilikleri asla unutmaz ama kötülüklere gelince hafızası balıkların hafızasına döner; kemlikleri ve kinleri çabuk unutur. Kimseyle düşmanlığı yoktur. Kancıklık sevmez. Dedikodu etmez. Başkasının gölgesine muhtaç olmadan tek başına yaşayan hür ve gür bir ağaç gibidir. Canı sıkılınca duvarında asılı eski bir yazıya bakar; kim bilir hangi mahir hattatın elinden çıkma yazıda şöyle yazar: “Bu da Geçer Ya Hu”. Yalnızlık Efendi yazıyı okurken gülümser, yarı mahcup, yarı mağrur. Ne zaman ona insanlardan ya da dış dünyanın çarkından şikâyet etmeye kalksam, eliyle savuşturur sözlerimi. “Boşversene ya hu,” der. “Yalnız geldik bu dünyaya. Sanki yalnız gitmeyecek miyiz?” Gerçi şahidim, zaman zaman onun da içinin daraldığı olur. Yalnızlık Efendi en çok başkalarıyla karıştırılmaktan rahatsızdır. Yalnızlık, “Issızlık” demek değildir. Issızlık Efendi başka mahallede yaşar. Biraz huysuz bir tiptir. Hani bahçesine kaçan topları kesmeye kalkan aksi ihtiyarlar var ya, onlardandır. Bizimkiyle ara sıra selâmlaşırlar o kadar. Keza yalnızlık, “Kimsesizlik” demek de değildir.
Kimsesiz Efendi şehrin dışında bir mağarada yaşar. Saçı sakalı birbirine karışmış. Bizimkiyle kırk yılda bir karşılaşırlar o kadar. Yalnızlık ne ıssızlıktır ne kimsesizlik. Yalnızlık insana en çok başkalarıyla çevriliyken gelen bir histir ki, kimileri buna “Etraf kalabalıkken kalbin yalnız olması hâli” derler.
Yalnızlık Efendi der ki, “Yalnızlık insanın kendi kendisiyle yaptığı bir sohbettir. Aracısız. Katkısız. Oyunsuz. Yalansız. Saf ve som bir sohbet...” Bazen olur bana, nedensiz, öylesine. Güçlü bir kaçma arzusu başlar içimi kemirmeye. Televizyon, radyo, gazeteler... Hepsinden koparım. Telefonları bir kenara kaldırırım. Email’lere bakmam, kimseye tek satır yazmaz olurum. Kepenkleri indirir, geçici bir süre tadilata girer, içime kapanırım. Yapılacak işler kule olur yükselir masamda. Okunacak mektuplar, kotarılacak sorumluluklar birikir bir kenarda. Sokağa çıkasım gelmez; çıksam kenarlardan yürürüm, saçak altlarından. Görünmez olmak isterim. Saydam bir cisim gibi ve yabani. Kazara bir tanıdığa ya da beni tanıyıp konuşmak isteyen okurlara rastlasam dilim dolanır, iki cümle kuramam. Çünkü o esnada içeride Yalnızlık Efendi ile konuşuyorumdur. Aynı anda iki
boyutta birden olamam.
Bazen olur herkese, nedensiz, öylesine. Yalnızlık Efendi dikilir balkonumuzun altında. Çakıl taşları atar penceremize. “Hadi çık dışarı” der. “Çık da oynayalım.” Bazen olur. Yalnızlık çağırır. Ve sen terliklerini giyer, her şeyi ve herkesi bir kenara bırakır, ruhunun mahzeninin merdivenlerinden inersin üçer beşer. Mahzende Yalnızlık Efendi seni bekler. Beraber oturur sohbet edersiniz sabahlara kadar. Hayattan, zamandan, insanlardan, oluştan bahsedersiniz. Yalnızlık Efendi felsefe sever. Gerçi hiçbir şeyi çözemezsiniz ama zaten sohbettir maksat, çözüm arayışı bahane. Bilmem Yalnızlık Efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim kendisini, zannımca o da dostluğumuzdan memnundur.
kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık Efendi uzunca boylu, titiz, temiz ve bakımlıdır.
Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini
nerede diktirir bilmem ama giyimi kuşamı farklıdır. Hayatımda tanıdığım en donanımlı, en kültürlü, ayakları en çok yere basan varlıklardan biridir. Okumayı, düşünmeyi ve hayal etmeyi sever; haftada en az üç kitap bitirir. Tefekkürü de bilir, tevekkülü de. Özgüveni yüksektir, kendi kendine yeter. Kimseye yalakalık etmez, hesap kitap yahut pazarlık ve çıkar işlerinden hazzetmez. Elalemin nabzına göre şerbet vermez, kula kulluk etmez. Vefalıdır. Sadıktır. Kendisine yapılan iyilikleri asla unutmaz ama kötülüklere gelince hafızası balıkların hafızasına döner; kemlikleri ve kinleri çabuk unutur. Kimseyle düşmanlığı yoktur. Kancıklık sevmez. Dedikodu etmez. Başkasının gölgesine muhtaç olmadan tek başına yaşayan hür ve gür bir ağaç gibidir. Canı sıkılınca duvarında asılı eski bir yazıya bakar; kim bilir hangi mahir hattatın elinden çıkma yazıda şöyle yazar: “Bu da Geçer Ya Hu”. Yalnızlık Efendi yazıyı okurken gülümser, yarı mahcup, yarı mağrur. Ne zaman ona insanlardan ya da dış dünyanın çarkından şikâyet etmeye kalksam, eliyle savuşturur sözlerimi. “Boşversene ya hu,” der. “Yalnız geldik bu dünyaya. Sanki yalnız gitmeyecek miyiz?” Gerçi şahidim, zaman zaman onun da içinin daraldığı olur. Yalnızlık Efendi en çok başkalarıyla karıştırılmaktan rahatsızdır. Yalnızlık, “Issızlık” demek değildir. Issızlık Efendi başka mahallede yaşar. Biraz huysuz bir tiptir. Hani bahçesine kaçan topları kesmeye kalkan aksi ihtiyarlar var ya, onlardandır. Bizimkiyle ara sıra selâmlaşırlar o kadar. Keza yalnızlık, “Kimsesizlik” demek de değildir.
Kimsesiz Efendi şehrin dışında bir mağarada yaşar. Saçı sakalı birbirine karışmış. Bizimkiyle kırk yılda bir karşılaşırlar o kadar. Yalnızlık ne ıssızlıktır ne kimsesizlik. Yalnızlık insana en çok başkalarıyla çevriliyken gelen bir histir ki, kimileri buna “Etraf kalabalıkken kalbin yalnız olması hâli” derler.
Yalnızlık Efendi der ki, “Yalnızlık insanın kendi kendisiyle yaptığı bir sohbettir. Aracısız. Katkısız. Oyunsuz. Yalansız. Saf ve som bir sohbet...” Bazen olur bana, nedensiz, öylesine. Güçlü bir kaçma arzusu başlar içimi kemirmeye. Televizyon, radyo, gazeteler... Hepsinden koparım. Telefonları bir kenara kaldırırım. Email’lere bakmam, kimseye tek satır yazmaz olurum. Kepenkleri indirir, geçici bir süre tadilata girer, içime kapanırım. Yapılacak işler kule olur yükselir masamda. Okunacak mektuplar, kotarılacak sorumluluklar birikir bir kenarda. Sokağa çıkasım gelmez; çıksam kenarlardan yürürüm, saçak altlarından. Görünmez olmak isterim. Saydam bir cisim gibi ve yabani. Kazara bir tanıdığa ya da beni tanıyıp konuşmak isteyen okurlara rastlasam dilim dolanır, iki cümle kuramam. Çünkü o esnada içeride Yalnızlık Efendi ile konuşuyorumdur. Aynı anda iki
boyutta birden olamam.
Bazen olur herkese, nedensiz, öylesine. Yalnızlık Efendi dikilir balkonumuzun altında. Çakıl taşları atar penceremize. “Hadi çık dışarı” der. “Çık da oynayalım.” Bazen olur. Yalnızlık çağırır. Ve sen terliklerini giyer, her şeyi ve herkesi bir kenara bırakır, ruhunun mahzeninin merdivenlerinden inersin üçer beşer. Mahzende Yalnızlık Efendi seni bekler. Beraber oturur sohbet edersiniz sabahlara kadar. Hayattan, zamandan, insanlardan, oluştan bahsedersiniz. Yalnızlık Efendi felsefe sever. Gerçi hiçbir şeyi çözemezsiniz ama zaten sohbettir maksat, çözüm arayışı bahane. Bilmem Yalnızlık Efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim kendisini, zannımca o da dostluğumuzdan memnundur.
Kaynak
Mv_FLZF- Keşifçi
- Tuttuğu Takım :
Ruh Hali :
Mesaj Sayısı : 37
Rep Gücü : 85
Başarı Sistemi : 0
Kayıt tarihi : 20/09/09
Yaş : 37
Nerden : Konya
İş/Hobiler : Satış Danışmanı / Müzik & Felsefe
Lakap : Filozof
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Perş. Nis. 15, 2021 1:49 am tarafından tunayashar
» Gezegenin Yeni İnsanları
Salı Nis. 13, 2021 6:57 am tarafından tunayashar
» Hi ben Tuna
Salı Nis. 13, 2021 6:40 am tarafından tunayashar
» Bize Sevmesini Öğretmediler Sevgili___________
Ptsi Nis. 30, 2012 11:14 pm tarafından duygu
» Gs'nin Son ve Harika Tezahüratı "Nevizade Geceleri"... mp3 indir
Salı Nis. 26, 2011 10:25 pm tarafından Serdar73
» Samet Aybaba kredi kartıyla kaleci almış !
Cuma Şub. 18, 2011 9:01 pm tarafından HayalGibi
» SEOUL HIREMCO F1,F2,X,TITANX ve TURBO-HD için Hazır Kanal Listesi
Cuma Şub. 18, 2011 5:44 pm tarafından eleman
» BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN..
Perş. Eyl. 09, 2010 5:28 am tarafından neslihan efran
» ahhh ahhh..
Çarş. Eyl. 08, 2010 6:36 am tarafından neslihan efran
» ANLASANA......
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:15 am tarafından neslihan efran
» DÜŞKAVURAN...
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:11 am tarafından neslihan efran
» HER AŞK KATİLİDİR BİR ÖNCEKİNİN..
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:08 am tarafından neslihan efran
» YANLIŞ ANLA BENİ..
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:03 am tarafından neslihan efran
» YİTİKLİĞİMİZE...
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:59 am tarafından neslihan efran
» Yengeç Burcu (22 Haziran - 23 Temmuz)
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:50 am tarafından neslihan efran
» git artık..
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:46 am tarafından neslihan efran
» yok daha neler:d
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:40 am tarafından neslihan efran
» kendimi ihbar ediyorummmm:D
Salı Eyl. 07, 2010 1:26 am tarafından HayalGibi
» Genç Kız ve Cinayet
Paz Eyl. 05, 2010 5:20 pm tarafından geceler67
» Facebook Bağlantı Sistemi
Perş. Ağus. 12, 2010 4:31 pm tarafından HayalGibi