Atatürk ve Türk Bayrağı
Giriş yap
Arama
En son konular
En iyi yollayıcılar
HayalGibi (888) | ||||
GrkM (303) | ||||
asalet_05 (261) | ||||
hüsna (183) | ||||
neslihan efran (145) | ||||
frenetico_angelo (128) | ||||
CanTanem (66) | ||||
Mv_FLZF (37) | ||||
SfenKs (29) | ||||
merdogan62 (17) |
Sosyal yer imi
Sosyal bookmarking sitesinde Hayal Gibi adresi saklayın ve paylaşın
Sosyal bookmarking sitesinde Hayal Gibi Forum adresi saklayın ve paylaşın
Istatistikler
Toplam 1074 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: tunayashar
Kullanıcılarımız toplam 1543 mesaj attılar bunda 699 konu
Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 181 kişi Ptsi Tem. 31, 2017 7:07 am tarihinde online oldu.
Hayal Gibi Forum Facebook
Gerçek mi İllüzyon mu?
1 sayfadaki 1 sayfası
Gerçek mi İllüzyon mu?
Evren acaba bizim baktığımız şekilde mi mevcut?..
Eğer resme bilgisayarınızın hemen önünden bakarsanız, kızgın yüzün solda, sakin yüzün sağda olduğunu görürsünüz. 2-3 metre uzaklastığınızda ise tam tersi. Bu illuzyonun Glasgow Üniversitesi'nden Phillippe G. Schyns ve Aude Oliva tarafından yaratılmış.
Ezoterik ve mistik öğretiler, Din kitapları, bilginler, asıl gerçekliğin ruh olduğunu, Fiziksel alem dediğimiz gerçeğin, algılardan ibaret bir illüzyon olduğunu, Gerçegin ise her zaman görünen olmadığını en başından beri söyleyip durdular.
Alışılagelen kalıpların dışına çıkmanın çok zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Yine de, bu kalıpları kıramayışımızın temel nedenlerinin, yapımızdan kaynaklandığını gözardı etmememiz gerekir. Psişik yapımız gereği kavramları irdelemek yerine olanları olduğu gibi kabul etmeye her zaman daha yatkınızdır. Şüphenin irdelenmesi huzursuzluk getirdiği için, huzurumuzu kaçırmamak adına inandıklarımız her zaman baskın çıkmıştır yaşamımızda...
İrdelemeden inandığımız bu bilgilerden doğan ve beraberinde yaşanan kısır döngünün getirdiği "körlüğün" temelinde yatan nedeni, ufkumuz genişledikçe yavaş yavaş kavrıyoruz... Özellikle de şu yapay mutlulukların bedellerini ödedikçe...
İçinde yaşadığımız dünyanın varlığı elbette şüphesiz. Ancak bizi düşündüren ve tedirgin eden birçok oluşumun, insanı ve evreni daha derin katmanlarda araştırma yapmaya zorluyor. Bilim adamları da her geçen gün verileri ile şaşkınlığımızı ve heyecanımızı katlamaya devam ediyor. Bilimsel bulgular da onların pek de ütopik hayal ürünleri olmadıklarını ortaya gün geçtikçe çıkartıyorlar.
İnsanlarda görme sınırının kızıl ve mor ötesi arasında olduğunu, görülen şeylerin farklılığı, elektromanyetik kuvvetin değişik dalga boylarından kaynaklandığınıda biliyoruz...
Öyle ki kızılötesi yöntemlerle çalışan kameralar ile, az önce yerinden ayrılmış ısı içeren cisimlerin ayrıldığı yerdeki fotoğrafı çekilebiliyor. Günümüzün savaşları da bu tekniklerle yapılıyor. Gömülü olduğu halde, gündüz kendisinde toplanan ısının, gece yaydığı enerji dalgaları uçaklardaki kızılötesi kameralarla belirlenerek tek tek yok ediliyor.
Belki de mistiklerin ve Sufilerin yüzyıllar boyu söyleyip durdukları şey doğruydu. Mayalar, bir ilizyondu. Oralarda var olan şey gerçekte, tınlayan, engin bir dalga boyu, ancak bizim duyumlarımıza ulaştıktan sonra bildiğimiz dünyaya dönüşen bir frekanslar ülkesiydi... Ve gerçek sadece bir hayâl âlemi, yaşadığımız ve asıl olan dalgalardan meydana gelen bir senfoninin nağmeleriydi...
Burada aklımıza şöyle bir soru gelebilir. “Evren holografik bir yapıya sahip, insan beyni de öyle. O halde neden biz dış çevreyi bir dalga boyu deseni ya da frekanslar alanı olarak değil de, birbirinden ayrı nesnelerden oluşmuş olarak algılıyoruz?” Bunun cevabını insan beyninin holografik esaslara göre çalıştığını tespit eden,hologram konusunun insan beyni ile ilgili bölümünde çok ciddi araştırmalar yapan ve hologram kavramının dünyada yaygınlaşmasına katkıda bulunan iki büyük isimden birisi olan Nöroloji Profesörü Karl Pribram, şöyle veriyor: "Bütün duyu organlarımız, mercekler sistemine göre faaliyet gösterirler. Bu nedenle algıladığımız herşey, merceksi bir filtreden süzülerek boyut ve şekil kazanmaktadır..."
Pribram, İlk olarak maymunların beyinlerinde görme işlemi sırasında oluşan değişiklikleri gözlemlediğinde, algılanan nesne ile beyinde oluşan elektriksel model arasında hiç bir benzerlik bulunmadığı ve beyinde ne olduğu anlaşılamayan bir takım elektriksel değişim ve oluşumlar ortaya çıktığını görüp, beyindeki elektriksel aktivite, dış dünyadan alınan enformasyonlarla aynı görüntüde olmadığını saptamıştır.
Beraberinde Michael Talbot, 1992 yılında yayınlanan son kitabı "The Holografic Universe"de neler dediğine bir bakalım... "Evrenin yapısı tüm bilim adamlarını her zaman meşgul etmiştir. Çeşitli görüşlere ilâveten zaman ve mekâna bağlı olmayan elektron bulutları, meteorlar, kar taneleri bir hayâl âleminde yaşadığımızın göstergeleri olabilirler demiştir.Ve günümüzde giderek artan sayıda bilim adamı da aynı görüşleri paylaşmakta;
paranormal ve mistik olaylarla, telepati, psikokinesis ve dokunmadan cisimleri hareket ettirebilme özelliklerinin bu nedene dayalı olabileceğini araştırmaktadırlar. 1982`de Paris'te fizikçi Alain Aspect, Teorik ve Uygulamalı Optik Enstitüsünde atomaltı parçacıkların bulutumsu hareketlerinin kesinlikle holografik özellik gösterdiğini deneyle göstermiştir.Fizikçi Nick Herbert in ifadesi ise dünyayı, sadece baktığımız zaman madde görüntüsü veren, aslında durmaksızın akan bir dalga çorbası olduğuydu... Elektronların ise, uzayda her zaman var olmalarına rağmen, sadece incelendiklerinde ortaya çıkmalarını da, bu gerçeğe bağlamışlardır...
Bu verileler bize mistiklerin Hayal Dünya düşüncesini tekrar gözden geçirmemizin önemini ısrarla vurguluyor. Hiç bir şeyin bizim bildiğimiz gibi olmadığını anlamak, daha olgun ve gerçek bir anlayışa geçmemizin de ilk adımı olmak özelliğini taşıyor. Yeni Çağın bilinci, eski bildiklerimizi unutmamız gerektiğini, görülen ve bilinen evrenin aslında sadece bir “yanılsamadan” ibaret olduğunu ve derinliğini farkedebildikçe, üzerimizde bir şok etkisi uyandıracağı doğru... Evren'de dengesizlik, adaletsizlik ve hata yoktur. Bir çok sey anlaşılamaz gelebilir. Bu tamamen algılarımızın zayıflığından ve bilimin getirdiği yetersizlikten doğar.Olup biten herşeyin bir anlamı, gerekliliği ve nedenleri vardır... Önemli olan, bunları kavrayabilecek ve de onlara uyum gösterecek olgunluğa erişebilmektir.
Asu Mansur
Alıntıdır...
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Perş. Nis. 15, 2021 1:49 am tarafından tunayashar
» Gezegenin Yeni İnsanları
Salı Nis. 13, 2021 6:57 am tarafından tunayashar
» Hi ben Tuna
Salı Nis. 13, 2021 6:40 am tarafından tunayashar
» Bize Sevmesini Öğretmediler Sevgili___________
Ptsi Nis. 30, 2012 11:14 pm tarafından duygu
» Gs'nin Son ve Harika Tezahüratı "Nevizade Geceleri"... mp3 indir
Salı Nis. 26, 2011 10:25 pm tarafından Serdar73
» Samet Aybaba kredi kartıyla kaleci almış !
Cuma Şub. 18, 2011 9:01 pm tarafından HayalGibi
» SEOUL HIREMCO F1,F2,X,TITANX ve TURBO-HD için Hazır Kanal Listesi
Cuma Şub. 18, 2011 5:44 pm tarafından eleman
» BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN..
Perş. Eyl. 09, 2010 5:28 am tarafından neslihan efran
» ahhh ahhh..
Çarş. Eyl. 08, 2010 6:36 am tarafından neslihan efran
» ANLASANA......
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:15 am tarafından neslihan efran
» DÜŞKAVURAN...
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:11 am tarafından neslihan efran
» HER AŞK KATİLİDİR BİR ÖNCEKİNİN..
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:08 am tarafından neslihan efran
» YANLIŞ ANLA BENİ..
Çarş. Eyl. 08, 2010 5:03 am tarafından neslihan efran
» YİTİKLİĞİMİZE...
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:59 am tarafından neslihan efran
» Yengeç Burcu (22 Haziran - 23 Temmuz)
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:50 am tarafından neslihan efran
» git artık..
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:46 am tarafından neslihan efran
» yok daha neler:d
Çarş. Eyl. 08, 2010 4:40 am tarafından neslihan efran
» kendimi ihbar ediyorummmm:D
Salı Eyl. 07, 2010 1:26 am tarafından HayalGibi
» Genç Kız ve Cinayet
Paz Eyl. 05, 2010 5:20 pm tarafından geceler67
» Facebook Bağlantı Sistemi
Perş. Ağus. 12, 2010 4:31 pm tarafından HayalGibi